İKTİDARIN VAATLERİNİ GERÇEKLEŞTİRMESİNİ BEKLİYORUZ.
13 Haziran 2023
Okunma sayısı : 418
SEÇİM GERİDE KALDI İKTİDARIN VAATLERİNİ GERÇEKLEŞTİRMESİNİ BEKLİYORUZ
-EN DÜŞÜK MEMUR MAAŞI 31 BİN LİRAYA ÇIKARILMALIDIR.
-ÇALIŞANLARI ENFLASYONA EZDİRMEME SÖZÜ, “TÜİK’İN AÇIKLADIĞINA DEĞİL, GERÇEK ENFLASYONA BAKILARAK” YERİNE GETİRİLMELİDİR.
-KAMUYA İŞE ALIMLARDA MÜLAKAT DERHAL KALDIRILMALIDIR.
Türkiye, kamu çalışanlarının mali ve özlük haklarıyla ilgili kritik kararların verileceği bir dönemden geçiyor. Kamu çalışanları olarak seçim döneminde bize verilen sözlerin hemen yerine getirilmesini bekliyoruz. Bu nedenle yeni yasama dönemine başlayan TBMM ve Ağustos ayı başında başlayacak olan 2024-2025 yıllarını kapsayacak 7’nci dönem toplu sözleşme görüşmelerini dikkatli bir şekilde izliyoruz.
Kamu çalışanları olarak seçimden önce verilen vaatlere uygun olarak satın alma gücü dibe inen maaş ve ücretlerde zaman geçirilmeden günün koşullarına uygun bir düzenleme yapılmasını bekliyoruz. Hatta bunun için Temmuz ayını bile beklemeye gerek olmadığını düşürüyoruz.
Seçimden önce kamuda çalışan işçilerin en düşük ücretine yapılan zam dikkate alınarak en düşük memur maaşının da 22 bin liraya çıkarılacağı vaadinin takipçisiyiz. Ancak 22 bin liraya itirazımız var. Zira 22 bin lira dillendirilirken baz alınan en düşük işçi ücretine temmuz ayandı ayrıca yüzde 15 oranında zam yapılacak ve 25 bin liraya çıkarılacak. Ayrıca bu tutarın çıplak brüt ücret olduğunu hepimiz biliyoruz. Buna kamuoyuna açıklanmayan ve memurlara hiçbir zaman ödenmeyen, ikramiyeler, sosyal yardımlar ve diğer ödemelerin dâhil olmadığını biliyoruz.
Bu nedenle en düşük memur maaşının 22 bin liraya çıkarılmasının kamudaki maaş-ücret adaletsizliğini çözeceğine inanmıyoruz. En düşük memur maaşının Birleşik Kam İş Konfederasyonu tarafından en son hesaplanan 31 bin 152 liralık yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmasını bekliyoruz. Herkes biliyor ki 22 bin lira iktidarın yol açtığı yüksek enflasyon nedeniyle bugün ortaya çıkan fiyat seviyesi karşısında sefalet ücreti olmaktan öteye gidemeyecektir.
İktidar partisinin, “memurların, işçilerin ve emeklilerin aylıklarına 2023 ve 2024 yıllarında enflasyonun üzerinde en az büyüme oranında refah payı artışı vaadinin” TÜİK’in enflasyonu, gerçeği gizlemeden ve doğru ölçmesiyle bir anlamı olacağına inanıyoruz. Yaşayarak hissettiğimiz yüzde 100’ün üzerindeki yıllık enflasyonu yüzde 39-40 olarak açıklayan TÜİK’e ve rakamlarına güvenmiyoruz. Biz ekmeğin, etin, yağın, peynirin, sütün, benzinin, mazotun, ayakkabının, giyeceğin, elektriğin, suyun fiyatının ne kadar arttığını, konut kiralarının nerelere yükseldiğini ve TÜİK’in enflasyonunun bunları asla yansıtmadığını biliyoruz. TÜİK’in enflasyon oranları esas alınarak bir ücret ve maaş zammı belirlenmesini doğru bulmuyoruz. Birleşik Kamu-İş, Türk-İş gibi kuruluşların yoksulluk sınırı hesaplamalarının çok daha gerçekçi olduğunu biliyoruz. Bu nedenle de en düşük memur maaşının en az yoksulluk sınırı seviyesine çıkarılmasında ısrar ediyoruz.
İktidarın kamu çalışanlarına yönelik vaatlerinden birini de İstanbul başta olmak üzere bölgesel geçim endekslerini dikkate alınarak kamu çalışanlarının sosyo-ekonomik koşullarının iyileştirilmesine yönelik çalışmalar yapılacağı oluşturmaktadır. Bu vaadin gerçekleştirilmesine yönelik olarak kamu çalışanlarına çalıştırıldıkları illerin kira seviyesini karşılayacak anlamlı bir kira yardımı yapılması için iktidarın hemen harekete geçmesini bekliyoruz.
İktidarın, “kamuya işe alımlarda mülakatı kaldıracağız” vaadinin gerçekleşmesi Cumhurbaşkanının bir imzasına bakıyor. Cumhurbaşkanı yayımlayacağı bir genelgeyle mülakatları bir saat içerisinde kaldırıp, kamuya personel alımlarının liyakat, eşitlik, serbestlik ve yasallık ilkelerine uygun yapılmasına zemin hazırlayabilir. Verilen sözler ortadayken Cumhurbaşkanının mülakatları kaldıran iki satırlık bir genelge yayımlamak için neyi beklediğini anlamıyoruz.
Bir önceki seçimde verilen ek gösterge sözü gibi gibi verilen sözlerin iktidarın son yılına bırakılmasına göz yummayacağız.
AKP’nin seçimlerde verdiği tüm vaatlerin takipçisi olacağız.
İş kolumuzdaki itfaiye, zabıta ve güvenlik görevlilerinin maktu mesai ücretleri, işin riski ve güçlüğü göz önüne alınarak taban aylığı seviyesine çıkarılmalıdır. Maktu mesai ücretlerinin gelir vergisinden muaf tutulmasını, emekli sandığı işveren kesintisi katkısı yaparak emekliliğe yansıtılmasını bekliyoruz.