MEMURLAR VE EMEKLİLER SEFALETE MAHKÛM EDİLDİ!
28 Ağustos 2025
Okunma sayısı : 157
MEMURLAR VE MEMUR EMEKLİLERİ SEFALETE MAHKÛM EDİLDİ, İŞBİRLİKÇİ KONFEDERASYONLAR TARİHE GEÇTİ!
8. Dönem Toplu Sözleşme sürecinde kamu emekçilerinin beklentisi, insanca yaşamı güvence altına alacak bir sonuçtu. Ancak özgür örgütlenmenin sağlanamadığı, Hakem Kurulu’nun bağımsız hareket edemediği bir zeminde ortaya çıkan karar, emekçinin değil siyasi iradenin çıkarlarını korumuştur.
Hakem Heyeti, hükümetin dayattığı rakamları aynen onaylamış, kamu emekçilerinin taleplerini, itirazlarını ve gerçek yaşam maliyetlerini yok saymıştır. Bu karar; masa başında alınan, demokratik katılımı reddeden, sendikal iradeyi hiçe sayan bir karardır.
Tüm Yerel Sen Sendikası olarak biliyoruz ki; enflasyon oranlarına göre belirlenen maaş artışları, gerçeği yansıtmayan TÜİK verilerine dayandırıldıkça, emekçilerin maaşları her geçen gün eriyecek; mutfaklardaki yangın büyümeye devam edecektir. Hakem Heyeti’nin bu kararı, kamu emekçisinin değil, siyasi iradenin taleplerine hizmet etmektedir.
Bu süreçte MEMUR-SEN, emekçinin değil iktidarın yanında durmayı tercih etmiştir.
Daha masaya oturmadan önce dillendirdikleri talepleri –enflasyon farkının aylık yansıtılması, 2.925 TL toplu sözleşme ikramiyesi, 17.600 TL kira yardımı, bayram ikramiyesi, ek göstergeler, vergi indirimi, aile ve çocuk yardımları, doğum ve ölüm yardımları, servis ve kreş yardımı, hatta 60 haftaya çıkarılacak doğum izni– kamuoyuna büyük vaatler olarak duyurulmuştur. Hatta konfederasyon başkanı Ali Yalçın, 2026 yılı için toplam %88, 2027 yılı için %46 oranında zam talep ettiklerini açıklamış, en düşük memur maaşının 74 bin 930 TL olacağını iddia etmiştir.
Ancak masadan çıkan sonuç, “Dostlar alışverişte görsün” misali, hiçbir talebin karşılık bulmadığı, kâğıt üzerinde süslenmiş ama emekçinin cebine tek kuruş katkısı olmayan bir tablodur. Emekçinin mutfağında yangın sürerken, MEMUR-SEN’in yayınladığı 58 maddelik “kazanım tablosu”, aslında koca bir kayıp listesidir.
Burada açıkça ifade ediyoruz:
Hakem Heyeti’ne üye gönderen konfederasyonlar, bu sefaletin ortağıdır.
Eğer diğer konfederasyonlar da bu oyunun parçası olmayı reddetseydi, hükümetin memur ve emekli aleyhine aldığı kararların meşruiyeti kalmayacaktı.
Ama maalesef işbirlikçi sendikacılık anlayışıyla hareket edenler, milyonlarca emekçinin hakkını masada pazarlamış, tarih önünde sorumluluk almıştır.
Bugün:
En düşük memur maaşı 46-47 bin TL iken, yoksulluk sınırı 81 bin TL’nin üzerindedir.
En düşük emekli memur maaşı 22 bin TL’ye sıkıştırılmıştır. Bu rakam, tek başına bir kira parasına bile yetmemektedir.
Hakem Heyeti’nin 2026 ve 2027 için öngördüğü %11, %7, %5 ve %4 oranındaki artışlar, şimdiden hükmünü yitirmiştir. Bu karar, “sefalet zamları”ndan başka bir şey değildir.
Biz kamu emekçileri, bu tabloyu asla kabul etmiyoruz!
Gerçek şudur:
Bu ülkenin kamu emekçisi, hükümetle yan yana dizilmiş bir konfederasyonun değil, hakikati haykıran, emeğin onurunu savunan örgütlerin yanında olmalıdır. Çünkü grev hakkı olmadan, özgür örgütlenme olmadan, Hakem Heyeti’nin gölgesinde alınan hiçbir karar kazanım değildir. Gerçek kazanım, memura grev hakkı tanındığı, insanca yaşamı güvence altına alan düzenlemelerin yapıldığı gün olacaktır.
Buradan bir kez daha haykırıyoruz:
İşbirlikçi sendikacılığa geçit vermeyeceğiz!
Gerçek toplu sözleşme masası kurulana kadar mücadeleyi büyüteceğiz!
Yoksulluk sınırının altında maaş dayatmasını reddediyoruz!
Memur ve Emekliye insanca yaşam hakkı tanınsın!
Emeğimizi yok sayanlara, bizi sefalet zammına mahkûm edenlere ve buna ortak olan sendikal anlayışa boyun eğmeyeceğiz!
Tüm kamu emekçilerine ve emeklilerine sesleniyoruz:
Kazanım diyerek açıklanan bu tiyatroyu reddediyoruz! Gelin, emeğimizin geleceğini, soframızın ekmeğini ve çocuklarımızın yarınını birlikte savunalım.
Birleşik Kamu-İş çatısı altında, Tüm Yerel Sen ile güçlerimizi birleştirelim.
Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz !
TÜM YEREL SEN SENDİKASI