BİRLEŞİK KAMU İŞ :"HER YENİ GÜN, EN AZ BİR KADIN CİNAYETİYLE SONA ERİYOR"…
rn
Birleşik Kamu iş Konfederasyonu İzmir İl Temsilcisi Tamer Yiğit Güler 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısı ile bir mesaj yayınladı.Güler mesajında “
rn
Bugün, Dünyanın ve Türkiye’nin her yerinde kadın-erkek eşitsizliklerine karşı yaşam mücadelesi verenlerin var olma ve özgürleşme günüdür.
rn
8 Mart 1857 tarihinde ABD’nin New York kentinde 40.000 dokuma işçisi daha iyi koşullarda çalışma istemiyle greve başladı. Bu direniş esnasında çıkan yangında fabrikaya kilitlenen 129 kadın işçi yaşamını yitirdi.
rn
129 kadın işçi “eşit işe eşit ücret” istedikleri için katledildiler.
rn
129 kadın işçi “daha iyi koşullarda yaşamak” istedikleri için katledildiler.
rn
129 kadın işçinin yaşamına mal olan alevler tüm dünyayı sardı ve kadınların önünde ışık olmayı gösterdi.
rn
Bu kadınların cesur davranışları ve bedel ödemelerinin onurlu duruşları kadın mücadelesinin ileri taşıyan büyük bir adım olarak kadın mücadelesi tarihinde yerini almıştır.
rn
Türkiye’deki kadınların da egemen erkek anlayışına karşı mücadelesi sürmektedir!
rn
AKP iktidarının, kadın üzerindeki her türlü sömürü baskısı hızlı şekilde devam etmektedir. AKP düzeninin Diyanet İşleri Başkanlığı’nda, “Babanın öz kızına şehvet duyması haram değil!” fetvasının tazeliği hafızalarda yerini korumaktadır.
rn
Sosyal Doku Vakfı Başkanı Nureddin Yıldız’ın, “Çalışan kadın fuhuşa destek oluyor” söylemleri hala tüylerimizi ürpertiyor.
rn
2002 yılından beri kadın cinayetlerinde yüzde 1400 artış yaşanırken kadınlarımız eşi, sevgilisi, babası ya da erkek kardeşi tarafından öldürülmeye devam etmektedir. Bu cinayetlerin bir kısmı namus adı altında işlenirken, büyük bir kısmı boşanmak isteyen kadınların eşleri tarafından işleniyor. Cinayeti işleyenlere, tacizde bulunan ve tecavüz edenlere uygulanan komik iyi hal indirimleri, kadınlara yapılan zulmü teşvik ediyor. Siyasal iktidarın kadınlara verdiği değer ülkemizde kadın sorunlarındaki artışla kendini göstermektedir.
rn
AKP iktidarıyla birlikte yaşamın her alanında artan şiddet en çok kadınlarımızı vurdu. Neredeyse her yeni gün, en az bir kadın cinayetiyle sona eriyor. 8 Mart'ı kutlamak için meydanlara çıkan kadınlarımız, güvenlik güçlerinin müdahalesine maruz kalıyor; anayasal hakları olan, 'Kadın-erkek eşitliği' talepleri, açıkça göz ardı ediliyor. Kadınlarımızın iş yaşamına katılma hakları ellerinden alınıyor, 'En az üç çocuk' baskısıyla eve bağlanmak isteniyor. Kamu atama ve terfileri, liyakat yerine cinsiyetçi bakış açısıyla yapıldığı için kadın yönetici sayımız gittikçe azalıyor. 'Çocuk gelin' sayısı hızla çoğalıyor, kadına ve çocuklara yönelik cinsel istismar oranları, vicdanı olan herkesi kahredecek bir şekilde artıyor. Oysa bu kötü tabloya karşın adalet, eşitlik ve özgür bir gelecek tahayyülümüzün öncüleri olan kadınlarımız bütün yaşadıklarına karşı çıkarak Türkiye'yi, biz erkekler için de yaşanabilir bir ülke haline getirmeyi başaracaklardır. Tüm toplumumuzun 'Birinci sınıf demokrasi ve insanca yaşam' talebi ancak ve ancak kadınlarımızın elleriyle kuracakları bir gelecekle karşılanmış olacaktır. Ulusal Kurtuluş Savaşı'nda Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün en büyük destekçisi ve güvencesi olan kadınlarımız, toplumsal barışımızı da sağlayacaktır. Bu duygularla tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nü kutluyor, şiddet sonucu hayatını kaybeden tüm kadınlarımızın, genç kızlarımızın aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyoruz” şeklinde açıklamada bulundu.