TAKSİM MEYDANI EMEKÇİLERİNDİR!
20 Mayıs 2024
Okunma sayısı : 196
TAKSİM MEYDANI EMEKÇİLERİNDİR!
Sevgili kamu emekçileri, kıymetli mücadele dostlarımız;
31 Mart Yerel Seçimleri ile birlikte ülkemizin toplumsal muhalefeti başta olmak üzere, tüm sosyal sınıflarının ve halkımızın kendisine olan öz güveninin yerine gelmeye başladığını görüyoruz. 22 senelik “Tek Parti Gerçeği” ve bu gerçeğin çürüyen bir sisteme dönüştüğünü, her alanda yaratmış olduğu yıkımlarını, en derinden hissettik. Kuvvetler ayrılığından ekonomiye, adaletsizlikten insan haklarına, güvencesizlikten eğitime, sağlıktan sendikal örgütlenmeye, cinsiyet eşitsizliğinden işsizliğe, doğa katliamlarından barınmaya ve pek çok şeye kadar uzanan; yönetememe, kriz, yandaş kayırma, devletin olanaklarını millete baskı olarak kullanma ve baskıcı bir yönetim ile karşı karşıyaydık.
Yerel Seçimler ile birlikte toplumumuzun tüm kesimleri, bu yaşanılan ülke tablosuna “yeter artık!” dedi. İstisnasız her sosyal ve toplumsal sınıf, kendi öz gücüne olan inançla AKP iktidarına ve yandaşlarına bir zaferi daha yaşatmadı. Biz, toplumsal muhalefetin paydaşlarından Birleşik Kamu-İş Konfederasyonuna bağlı Tüm Yerel-Sen olarak, ülkemize ve tüm emekçilerimize sorumluluğumuz gereği muhalefet saflarında, tüm baskı koşullarına rağmen yerimizi aldık. Sandıklarda durmaktan sandıkların korunmasına ve son oyların sayımından tutanaklara geçmesine kadar tek bir an bile ülkemize olan sorumluluğumuzun dışına çıkmadık. Sonuçta da ülkece derin bir nefes aldığımızı hep birlikte görüyoruz.
Bu nefes alma, sadece gündelik hayatta olmadı. Seçim kaybeden iktidarın neredeyse tüm belediyelerinde kamu emekçilerinin ve belediye çalışanlarının sendikal örgütlenme özgürlüğüne de sirayet etti. AKP iktidarının güdümlü sendikacılığı, tüm kamu ve özele yaymaya çalıştığı ülke koşullarında, yerel yönetimlerin muhalefete geçmesiyle birlikte örgütlenme özgürlüğünün de önü açıldı. Özellikle sendikamız Tüm Yerel-Sen, bu süreçte ülkemiz genelinde kamu emekçilerinin sendikal haklarına yönelik örgütlenme çalışmalarında bulunmuş ve oldukça iyi geri dönüşler almıştır. Bu süreç sendikamızı büyütmüş ve 27 bini aşkın üyeye ulaşmamıza ön açmıştır. Bu büyümenin gururunu da sizlerle birlikte yaşadığımızı vurgulamak isteriz.
Tüm Yerel-Sen olarak kurulduğumuz günden bugüne kadar; modern Cumhuriyetimizin mimarı, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ışığında; “Vatan-Emek-Cumhuriyet” kavramlarını, kendimize şiar edinerek, yeni bir kamu emekçisi örgütlenme modeli ortaya koyduk. İktidar güdümünden uzak, emeğin ise tam içerisinde olduk. Amacımız; kamu emekçilerinin tüm haklarının, sendikal emek mücadelesi kapsamında yürütülmesidir. Bunu da kurulduğumuz günden itibaren gururla yaptık ve yapmaya da devam edeceğiz.
Fakat bir şeyi de eklemek isteriz; biz büyürken, toplumsal muhalefet adına mücadele eden, hayata emekten yana bakan mücadele dostu diğer muhalif sendikalar, güç kaybetsin istemeyiz. Toplumsal muhalefet ne kadar büyürse, toplumun kendisi de o kadar huzura kavuşacaktır bunun bilincindeyiz. Bu anlamda 22 senelik AKP iktidarı gerçeği var. Bu gerçeğin kendi güdümlü sendikalarını oluşturduğu sendikal örgütlenme hayatında, Tüm Yerel-Sen olarak hiçbir muhalif sendikayı kendimize rakip olarak görmediğimizi, aynı mücadeleyi farklı kulvarlarda veren mücadele dostları olarak gördüğümüzü de belirtmek isteriz.
Dolayısıyla yerellerde olan tüm örgütlenme süreçleri; sükûnet, huzur ve kamu emekçilerinin kendi iradeleri sonucu yapacağı tercihlerine saygı duyularak gerçekleşmelidir. Biz veya bir başka sendika, kamu emekçileri hangisinde kendisini daha örgütlü ve güvende hissedecekse o sendikaya yönelik tercih yapmalı. Tabii bu tercihlerin adresi de kamu emekçilerinin hakkını gerçekten arayacak, koruyacak ve mücadelesini verecek başta Tüm Yerel-Sen olmak üzere toplumsal muhalefetin sendikaları olmalıdır. Çünkü artan baskı koşullarında elde edilecek her kazanım, ülkemizin Çalışma Hayatı başta olmak üzere, tüm toplumsal ve sosyal alanlarına da sirayet edecektir.
Bu tablolar ve ülke gerçekleri ışığında, hepimizi tarihsel ve sınıfsal olarak da ilgilendiren 1 Mayıs’a, tüm işçi-emekçi ve yurttaşlarımızı ülkemizin kent meydanlarına ve özellikle İstanbul Taksim Meydanı’na davet ediyoruz! Taksim Meydanı, ülkemizin ortak hafızasıdır. Taksim Meydanı, 77 Kanlı 1 Mayıs’ının toplumda bıraktığı derin izleridir. Eğer iktidar, Anayasa Mahkemesinin kararına uymaz ve yüz binlerce emekçiye Taksim Meydanı’nı yasaklama kararında ısrar ederse, azınlığa düştüğü ülke yönetiminde ülkesinin sesine kulak tıkayarak ve ben yaptım oldu anlayışını dayatarak, ülke genelinde 1 Mayıs’ı gerilimli geçirmeye çalışmaktan başka bir amaca hizmet etmez.
Buradan AKP iktidarına, İçişleri Bakanlığına, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına ve İstanbul Valisi’ne sesleniyoruz; “Taksim Meydanı, emekçilerindir” ve emekçilere, böylesi tarihi bir günde yasaklar koymanız, yerel seçimlerde verilen mesajı anlamamanız, Anayasa Mahkemesi kararını yok saymanız ve İstanbul’da 1 Mayıs’ın gerilimli geçmesi demektir. Çalışma Meclisi’ni topladığınız ve konfederasyonumuzu çağırma gereği dahi duymadığınız, emekçiler adına toplantıların gerçekleştirileceği böylesi önemli bir günde yasaklarınızı ve çifte standartlarınızı hatırlatır, tüm yaşanılanları da kamuoyunun takdirine sunarız.
Sevgili kamu emekçileri, kıymetli mücadele dostlarımız;
Ülkece huzura, güvenceye, adalete, ekonomik özgürlüğe, eşitliğe ve normalleşmeye ihtiyacımız var. Bu anlamda Birleşik Kamu-İş Konfederasyonuna bağlı Tüm Yerel-Sen olarak Yerel Seçimlerin ardından ülkemizde barış ve huzur ikliminin bir an önce oluşmasını, bu huzur ve barış ortamında da 1 Mayıs’ın tarihsel ve toplumsal ruhuna uygun geçmesini temenni eder, 1 Mayıs’ta meydanlara olan davetimizi, tüm emekçilerimiz adına yeniden Yaşasın 1 Mayıs, Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz diyerek hepinizi saygı ve sevgiyle selamlarız…
Tüm Yerel-Sen