17 AĞUSTOS DEPREMİNDEN SONRA DEĞİŞEN HİÇBİR ŞEY OLMAMIŞ
16 Ağustos 2023
Okunma sayısı : 704
17 AĞUSTOS DEPREMİNDEN SONRA DEĞİŞEN HİÇBİR ŞEY OLMAMIŞ
Bugün 17 Ağustos Marmara Depremi’nin 24. yıl dönümüdür. Ülkemizdeki tüm vatandaşlar, halen depremin korkunçluğunu ve acılarını hafızalarında korumaktadırlar.
Cumhuriyet döneminin gerek can ve mal kaybı açısından gerekse sosyal ve ekonomik sonuçları açısından en yıkıcı depremlerinden biri 17 Ağustos 1999 tarihli Gölcük merkezli deprem akıllardadır. Bu depremde 18 bin 373 insan yaşamını kaybederken 365 bin bina ise hasar görmüştü. Ortaya çıkan ağır tablo Cumhuriyet tarihimizin en ağır felaketiyle karşı karşıya olduğumuzu göstermiş ve bugüne kadar yaşadığımız pek çok büyük depreme karşın ülkemizin, şehirlerimizin, binalarımızın, kurumlarımızın ve halkımızın depreme hazır olmadığı gerçeğini çok acı biçimde ortaya çıkarmıştı.
Bu kadar büyük sonuçlar doğuran 17 Ağustos Depremi, depreme bakış açısının değişmesinde bir milat olarak kabul edilmiş ve yalnızca deprem sonrası yapılacak müdahaleler değil depremden önce alınması gereken tedbirler de tartışılmıştı. Ancak 17 Ağustos Depremi’nin üzerinden 24 yıl geçmesine rağmen ülkemizde depreme karşı önlemler yeterince alınmadığı Kahramanmaraş depremleri bir kez daha ortaya çıkarmıştır.
6 Şubat 2023’te Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde 9 saat arayla yaşanan 7.7 ve 7.6 büyüklüklerindeki depremler 15 milyona yakın nüfusun yaşadığı 11 ilimizde (Kahramanmaraş, Hatay, Gaziantep, Adıyaman, Malatya, Kilis, Şanlıurfa, Adana, Osmaniye, Diyarbakır, Elazığ) büyük bir yıkıma ve can kaybına yol açtı.
Oldukça geniş bir coğrafyayı etkileyen depremlerde Kahramanmaraş ve Hatay’da büyük yıkım yarattı. Resmi rakamlara göre 50 bin 783 kişi hayatını kaybetti. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının açıklamalarına göre Hatay’da 12 bin 920, Kahramanmaraş’ta 7 bin 295, Adıyaman’da 5 bin 826, Malatya’da 4 bin 197, Gaziantep’te ise 3 bin 805 olmak üzere bölgede 35 bin 964 bina deprem anında yıkıldı. Toplam 872 bin bağımsız bölümden oluşan 311 bin bina ise aldıkları hasarlar nedeniyle kullanılamaz hale geldi.
6 Şubat'ta Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6'lık iki büyük depremle ülkemiz sarsılmıştır. Bu deprem 17 Ağustos 1999 depreminden sonra en büyük depremdir.
Ülkemizde yaşanan bu ağır depremler halkın acılarının ve korkularının halen tazeliğini koruduğunu göstermektedir.
Yaşanan tüm depremlerin, bilim ve teknolojinin bize öğrettiği tek gerçek vardır o da kentlerde yaşanan doğa olaylarını afete çeviren insan hatalarından kaynaklanması olduğudur. Aklı ve bilimi referans almak yerine şehirlerde rant ve kar hırsını hakim kılmanın, doğaya gelişi güzel müdahaleler yapılmasının bedeli ağır olmaktadır. Bilim ve tekniğe aykırı, hatalı malzeme seçimleri depremlerde can kayıplarını artırmaktadır.
Bugüne kadar depreme karşı hazırlık, yapı güvenliği, hasar tespiti gibi konularda bilim insanları gerekli uyarıları yapmıştır. Ancak bir doğa olayı deprem ülkemizde her defasında afete dönüşmesine bir türlü engel olunamamıştır.
AKP iktidarının olası depremlere karşı tek çözümü “kentsel dönüşümü” projesi olmuştur. Gerçek bir kentsel dönüşüm yerine müteahhitler için rant alanları yaratmıştır. Eski binaların yıkılıp yerlerine yeni binalar yapılarak depremle mücadele yürütülemez.
Bugüne kadar depreme karşı alınması olmazsa olmaz olan önlemler umursanmadı. Afet toplanma alanları ranta açıldı ve olanlarsa yetersiz kalmaktadır.
Bir deprem ülkesi olan Türkiye’nin aradan geçen 24 yıla rağmen hazırlanmadığının farkındayız. Depremin yıkıcı sonuçlarına karşı önlemleri yerel yönetimler ve merkezi hükümet başta olmak üzere kamusal kurumların alması gerekti ancak gerekli çalışmalar yapılmadı.
AKP iktidarının başta deprem ve sel olmak üzere ülkemizde afete dönüşen doğa olaylarına karşı sorumluluğu bulunmaktadır.
Ülkemizde bugüne dek 14 kez çıkarılan imar aflarıyla kaçak ve sağlam olmayan yapılar affedilmiştir. AKP iktidarı da seçimlerde oy almak amacıyla imar affını yasalaştırmıştır. Kaçak yapılara, plansız, projesiz ve ruhsatsız ya da bilimsel koşulları yerine getirmeyen ve getiremeyecek olan binalar af edilerek ilerde yaşanacak ölümlere şimdiden göz yumulmuştur. İmar affı düzenlemesi tüm yurttaşların sağlığı, can ve mal güvenliğini doğrudan ilgilendirmektedir.
Bugünden yarına yeterli denetim mekanizması kuramayanlar ve imar affını gerçekleştirenler yaşanacaklardan sorumludur. Yapan, yaptıran, göz yuman ya da görmezden gelen herkes suça ortaktır.
Deprem araştırma uzmanları başta İstanbul olmak üzere ülkemizde büyük depremlerin olacağını acilen hazırlanmamız gerektiği belirtmekteler ancak tüm uyarılara rağmen yeterli hazırlık yapılmamaktadır. Bugünden yarına yeterli denetim mekanizması kuramayanlar olası depremlerde yaşanacaklardan sorumludur.
Tüm Yerel-Sen olarak; ülkemiz insanının can ve mal güvenliğinin sağlanması için gerekli çalışmalara acilen başlanılması gerektiğini belirtiyoruz. Başta 17 Ağustos Depremi’nde yaşamını yitirenler olmak üzere Kahramanmaraş depremlerinde hayatını kaybeden yurttaşlarımıza rahmet, yakınların ve tüm ulusumuza bir kez daha başsağlığı diliyoruz.
MERKEZ YÖNETİM KURULU