ÜLKEYİ YANGIN YERİNE DÖNDÜRENLER BİLMELİDİR Kİ YAŞAM SADECE İSTANBUL DA PAHALI DEĞİL
05 Aralık 2023
Okunma sayısı : 361
ÜLKEYİ YANGIN YERİNE DÖNDÜRENLER BİLMELİDİR Kİ YAŞAM SADECE İSTANBUL DA PAHALI DEĞİL
İktidarın sermaye sevdası bitmemektedir. Çalışanlara, kamu emekçilerine, işçilere ve emeklilere gelince “kaynak yok, kaynak az” diyenler sermayeye kaynak ayırmaya gelince kaynak yaratmaktadırlar. AKP’nin 22 yıllık iktidarının özetinin tanımlayan “45 bin lira hayat pahalılığı tazminatı” önergesidir. Bu önerge ülkemizde birkez daha kaynak sorunu olmadığını sadece tercih sorunu olduğunu göstermektedir.
İktidarın ülke ekonomisinin gidişatına ilişkin gerçek dışı söylemleri ile halkın, emekçilerin giderek ağırlaşan ekonomik sorunları arasındaki çelişkileri her geçen gün derinleşmektedir.
TBMM’de görüşülen ve ekonomi ile ilgili düzenlemeler içeren 86 maddelik torba kanun teklifine AKP’nin önergesi ile sermayeden yana bir madde eklenmesi kabul edilemez. Ankara'dan İstanbul'a taşınan BDDK personeline aylık 45 bin lira "hayat pahalılığı tazminatı" önergeye eklendi. Buna göre Ankara’dan İstanbul’da bulunan finans merkezine taşınan Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) 400 uzman personeline “Hayat Pahalılığı” tazminatı olarak ayda 45 bin lira ek ödeme yapılmak istenmesi akıl ve vicdanla açıklanamaz.
“İstanbul’da yaşam koşulları daha zor” gerekçesiyle ödenecek bu tazminattan sadece sermaye sevdası yatmaktadır. İktidar emeklilere, işçilere, memurlara değil sermayeye kaynak aktarmayı önceliği haline getirmiştir. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) İstanbul’a taşınmasından sonra hayat şartlarının ağırlaştığı gerekçesiyle, kurumda çalışan idarecilere ve meslek personeline ek tazminat verilmesi imkânı getirmek istemektedir. İstanbul’da veya diğer büyükşehirlerde de binlerce memur çalışmakta hepsi de aynı şartlarda yaşamaktadır. Sadece BDDK’ya bir ayrıcalık getirilmek istenmesi anlaşılır gibi değildir.
Ülkemizde sadece İstanbul değil başta büyükşehir olmak üzere diğer kentlerimizde de kiralar, ulaşım artmış ve gıda enflasyonu yaşanmıştır.
Kamu işçisi ve memurların yaşam koşulları açlık sınırında sıkıştırılmıştır. Sosyal devletin görevi kamu özel ayrımı olmaksızın bütün çalışanlara ve onların ailelerine insanlık onuruna yaraşır bir yaşam sağlayan adil ve elverişli bir ücret sağlamaktır. Ancak iktidar ve TÜİK enflasyon rakamları üzerinde memurları ve işçileri yoksulluğa mahkûm etmiştir. TÜİK enflasyonu eksik ölçtüğü sürece emekçinin ve emeklinin ekmeği küçülmektedir.
Büyükşehirlerde görev yapan memurlar ekonomik zorluklarla baş etmekte zorlanmaktadır. Memurlar; konut, kira, yemek, ulaşım ve giyim giderlerini karşılamakta zorlanmaktadır. Bu durum, kamu çalışanları açısından özellikle İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa gibi büyükşehirler olmak üzere konut ve ulaşım sorununun yaşandığı illerde görev yapmayı adeta çileye dönüştürmektedir. Hükümet madem gündemine BDDK çalışanlarını almıştır kamu çalışanlarını da gündemine alarak onlara da ek tazminat ve maaş artışı yapmalıdır. İktidarın, büyükşehirlerde yaşayan memurlara kira ve tazminat desteği önergesi getirmesini istiyoruz.
İktidar, vergi yükünün büyük bölümünü yoksul yurttaşlara ve emekçilere yıkmaktan vazgeçmelidir. 2024 bütçesi ile halkın sırtına yüklenen ek vergi ve zamların kaldırılmasını istiyoruz.
Tüm Yerel-Sen olarak; AKP iktidarını kamu emekçilerini ve işçilerini açlıkta eşitleyen politika izlemekten, yurttaşlar arasında eşitsiz gelir adaletsizliği yaratan ayrımcı tutumlarından vazgeçmeye insanca yaşam koşullarını sürmesine yönelik düzenlemeler yapmaya davet ediyoruz.
MERKEZ YÖNETİM KURULU