Sevgili İzmir Halkı ve İzmir’de Görev Yapan Tüm Kamu Emekçisi Dostlarımız;
Türkiye kamuoyunun bildiği üzere kamu emekçilerinin, İzmir Büyükşehir Belediyesinde başlayan ve bazı İzmir İlçe Belediyelerine de sirayet eden Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerinin tıkanmasından kaynaklı yaşanılan olumsuz bir süreç vardı. Şimdi; İzmir Halkına, İzmir il ve ilçelerindeki kamu emekçilerimize ve ülkemiz kamuoyuna süreci en başından bugüne kadar özetleyeceğiz ve gelinen durumu, eksiksiz bir biçimde sizlere aktaracağız.
1 Nisan 2024 tarihinde, İzmir Büyükşehir Belediyesinde yetkili olan KESK’e bağlı Tüm Bel-Sen ve İzmir Büyükşehir Belediyesi arasında Sosyal Denge Tazminatının, Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerinde çözüme kavuşamamasından kaynaklı, Türkiye’nin üçüncü büyük konfederasyonu olan Birleşik Kamu-İş Konfederasyonuna bağlı Tüm Yerel-Sen olarak İzmir Büyükşehir Belediyesi ve yetkili sendikaya, 10 Haziran tarihinde Büyükşehir Belediyesi hollerde yaptığımız eylemle bir çağrıda bulunmuş ve eylem planı önermiştik. Bunun üzerine süreç hareketlenmiş ve çözüm arayışları da başlamıştı
12 Haziran 2024 günü, 13 Haziran’da yapılmak üzere Tüm Bel-Sen tek başına bir eylem kararı almış fakat bu eyleme, Tüm Yerel-Sen olarak biz ve 2 sendika daha destek vermişti. Çünkü kamu emekçilerinin hakkı, her sendikayı ve paydaşlarını da ilgilendirdiği bilincindeydik. Tamamen sendikal dayanışma örneği gösterip, sorunu tek başına yetkili sendikanın çözmesine bırakmadan İzmir Büyükşehir Belediyesinde emekçilerin haklarını gözetmek zorundaydık. Bundan dolayı Tüm Bel-Sen’i, 25 Haziran’da CHP Genel Başkanı Sn. Özgür Özel ile TBMM’deki makamında görüşmeye ve oradan “Çözüm Masası” kurulması kararı alana kadar, tüm eylemlerinde yalnız bırakmadık.
25 Haziran itibariyle de İzmir ve ilçelerinde olan tüm kamu emekçilerine, kamuya, sendikal mücadeleye ve İzmir Halkına saygımız gereği kurulacak olan Çözüm Masasından çıkacak sonuçların seyrine göre eylemleri durdurma karar aldık. Çünkü hiçbir kamu emekçisini bir bilinmeze sürüklemek gibi bir hakkımız olmadığı gibi kamunun da zarar görmesinden keyif alacak durumda değildik. Seneler önce CHP Belediyelerinde yapılan eylemlerin öncelikle halka ve kamuya ve sonrasında kamu emekçilerine olan zararını da çok iyi biliyorduk. Bizler toplumsal muhalefetin doğrudan bir paydaşı olarak sınıfsal ve de emek rejimi üzerinden de yaşamsal gerçeklerin farkındayız. Dolayısıyla atacağımız her adım, sendikal bir solculuk tatmininden öte toplumsal bir kabul görüşü, kamu emekçilerinin haklarını gözetmeliydi.
Ucuz popülizm yapıp, kamu emekçilerini sadece parasal bir alana sınırlayarak; yaşamsal, sınıfsal ve toplumsal emek gerçekliğinden öteye geçirmek gibi bir yanlışın da içine düşemezdik.
Üye kaybetmeyi dahi göze aldık çünkü biz, kamu emekçilerine sadece para üzerinden bir gelecek vadeden sendikal anlayışı kabul edemezdik. Söyledikleri yaptıkları ile çelişen olmak yerine, gerçek bir emek zemini üzerinden toplumsal muhalefete ve sendikal harekete güç vermeyi doğru bulduk. Bu vesileyle de CHP Genel Merkezinde; 04.07.2024 tarihinde sendikamız ve CHP Çözüm Masası Heyeti arasında yapılacak görüşmeye kadar sabırla bekledik ve üzerimize onlarca iftira atılmasına sırf kamu emekçileri ve süreç zarar görmesin diye sessiz kaldık.
Ama bu sessiz kalışımız Tüm Bel-Sen Genel Merkezi ve özellikle Tüm Bel-Sen İzmir 1 Nolu sendikal hareket ve mücadeleden uzak, siyasal bir kurumun güdümüyle ve talimatıyla hareket eden şubenin manipülasyonları, kamu emekçilerini de yanlış yönlendirmesiyle suistimale uğramıştır. 25 Haziran günü “Çözüm Masası kurulacak ve mutlaka bir çözüm bulunacak” bilgisi bizlere ve Tüm Bel-Sen’e verilmesine rağmen Tüm Bel-Sen, sanki toplu sözleşme görüşmeleri olmayacak gibi hareket etmeye, kamu emekçilerimiz ve İzmir Büyükşehir Belediyesi arasındaki ilişkileri zedeleyerek, sözde kamu emekçileri adına eylem yapıyor görüntüsüyle germeye devam etti.
Oysa süreç böyle değildi. 04.07.2024 sabah saat 10.00’da sendikamız ve şube başkanlarımız, CHP Genel Merkezinde yerini almış, Çözüm Masası Başkanı ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Sn. Gamze Taşcıer ve heyetinin de hazır bulunmasıyla uzun, verimli ve iki oturumlu bir toplantı gerçekleştirilmişti. Sonrasında Tüm Bel-Sen’de kendi toplantısını yapmıştı. Toplantı da;
-
Tarafımıza, Sosyal Denge Tazminatlarının, Toplu İş Sözleşmesinde tıkanmasının nedenlerinden birinin kanuni çıkabilecek zorlukların ve yasal üst sınırın kanunla belirlendiği bildirilmişti. Kanun dışına çıkılması İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Sn. Cemil Tugay ile ilgili bürokratlara zimmet çıkaracağı ve yargılanma durumu oluşacağı, ayrıca “zimmet yasasının” yakında çıktığı ifade edilmişti.
-
Verilecek yüksek SDS’lerin hem kamuya hem İzmir Halkına hem de asgari ücretle geçinmeye çalışan milyonların emeğini de göz ardı etmek ve zarar olacağı, daha makul ve kamu emekçilerinin de mağdur edilmemesi gereken bir durumun olması gerektiği ve bunun da CHP’de kurumsal bir kimliğe kavuşturulması gerektiği bildirildi.
-
Var olan mevcut sözleşmelerin kamu emekçilerinin hakkı olduğu fakat kamu zararı, yargılanma riski ve bütçeye oluşacak ekonomik maliyeti de sendikaların anlaması gerektiği aktarılmıştı.
-
Sosyal Denge Tazminatları, Toplu İş Sözleşmelerinde yasal en üst sınırdan verilmesi,yılda da 4 veya 5 defa da ikramiyenin ve ilçelerde yol ve yemek gibi değerlerin sözleşmeye eklenmesinin de düşünülebileceği bildirilmişti.
-
Son olarak da bizlerin sunmuş olduğu memurların elde edilmiş haklarının geriye döndürülmemesi gerektiği, mevcut durumun korunması, enflasyonist sistemde memurların borçlanmalara girdiği ve elde edinilmiş kazanımların kesintiler olursa memurların ciddi geçim sorunu yaşayacağı kendilerine net bir şekilde açıklanmış ve bu teklifimize cevabın 05.07.2024 günü sendikamıza bildirileceği açıklanmıştı.
Bunun üzerine biz de CHP Çözüm Masası Heyetine;
-
Sendikal ve toplumsal yaşamda kazanılmış hakların geriye gitmeyeceği, binlerce memurun mağdur edilmemesi ve bugün CHP’li Belediyelerin itiraz ettiği sözleşmeleri, 1 sene önce yine CHP’li Belediye Başkanlarının imzaladığı hatırlatılmıştı.
-
Sosyal Denge Tazminatlarının Toplu İş Sözleşmelerinde kurumsal bir kimliğe kazandırılmasının ilerisi açısından önemli olduğunu ama bunun kazanılmış haklardan bugün için geriye götürülmeden, ileride enflasyon farkına göre bu geçişlerin olabileceğini bildirmiştik.
-
Tüm Bel-Sen Genel Merkezinin de hemen hemen aynı teklifi yaptığı, bizim de benzer teklifi sunduğumuz, mevcut sözleşmelerin olduğu gibi korunması gerektiği, memurların var olan sözleşmelerden geriye gidilirse ciddi kesintiler yaşayacağı ve bunun kabul edilemez olduğunu kendilerine net bir şekilde ilettik. Binlerce memurun SDS’lerden kaynaklı farklı harcama ve borçlanmalara girdiği, bunu CHP’nin dikkate alması gerektiğini özellikle belirttik.
-
Esasında sorunun kaynağının AKP iktidarı olduğu, bu açmazları çıkardıkları yasalarla kendilerinin yaptığını, bu anlamda iktidarın özellikle teşhir edilmesi gerektiği, gerekirse Ankara’ya kadar yürünmesi gerektiği ve sendika olarak pek çok zorluğu göğüslemeye hazır olduğumuzu ve yine gerekirse üye kaybına bile hazır olduğumuzu ama geleceğin Türkiye sendikal mücadelesinde ise kamu emekçilerin bizlerini anlayacağını da ifade ettik.
-
Henüz yasal bir zemine tam olarak oturmayan SDS’lerin Toplu İş Sözleşmelerinde yasal üst sınırın üstüne çıkılması durumunu, kanunla garanti altına alınması gerektiğini ve bu konuda CHP ve muhalefetin ivedilikle çalışması ve kanun teklifi vermesi gerektiğini de belirttik.
Toplantıda taleplerimiz net, kamu emekçilerimizi de açmaza sokmayacak ve var olan haklardan da etmeyecek şekildeydi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Sn. Gamze Taşcıer ve heyeti tüm çözüm önerilerimizi dikkatlice dinlemiş, toplantı oldukça ılımlı ve karşılıklı anlayış ortamında geçmiş ve 05.07.2024 tarihinde taleplerimize yönelik cevaplarını resmi olarak bizlere bildirileceği ve çözümün bir an önce olması gerektiği tarafımıza bildirilerek, toplantıya son vermiştik.
Biz, Çözüm Masası toplantısından umutla kalkarken, ne olduysa Tüm Bel-Sen’in toplantıya girmesinden sonra bize gelen haberlerin, tekliflere CHP Genel Merkezinden cevapların olumlu olacağı şeklindeyken, toplantı akşamı bir anda memurlar ve kamuoyu manipüle edilmeye çalışılmış, bildiri ve açıklama savaşları başlamıştı. Tüm Bel-Sen Genel Merkezi ve Tüm Bel-Sen İzmir 1 Nolu Şubenin ayrı düştüğü, toplantıda söylenilmemiş sözlerin söylenilmiş gibi lanse edildiği binlerce memuru ve haklarını sözde sendikacılık adı altında nasıl tehlikeye attıklarını ve İzmir’de Büyükşehir Belediye Başkanı karşıtı bir basının da bu manipülasyona desteğini ve süreci tıkamaya çalışmalarını şaşkınlıkla izledik.
Evet Sevgili İzmir Halkı, İzmir’deki Tüm Kamu Emekçilerimiz ve Türkiye Kamuoyu;
Tarihte eşi benzeri görülmemiş bir hırsla, sendikal mücadele ve emek rejimi haklarından yoksun, kamu emekçilerini de sendikal mücadeleden kopartıp para eksinine sıkıştıran, sınıfsal değil siyasal bir kurumun dayatmasıyla Toplu Sözleşme Sürecini, kamu emekçilerinin haklarını gözetme adı altında tıkayan ve İzmir Halkı ile gerekirse memurları karşı karşıya getirmeyi göze alacak kadar; emekten, sendikal mücadeleden, toplumsal yaşamdan ve kamusal halkçı bilinçten uzak bir tabloyu gördük.
04.07.2024 günü CHP Genel Merkezinde kurulan Çözüm Masasının ardından sendikamız Tüm Yerel-Sen ve diğer yetkili sendika Tüm Bel-Sen’in teklifi kabul edileceği bizlere fısıldanmasına rağmen; İzmir’deki tüm kamu emekçilerine, İzmir Halkına ve Türkiye Kamuoyuna durumun farklı anlatılması ve doğru kelime ile “yalan” söylenilmesi kabul edilemezdir! Birileri rahatlık alanlarından sendikacılık oynayacak diye, kimse kamu emekçilerinin haklarını kaybettiremez! Ayrıca CHP, gayet şeffaf ve iyi bir biçimde bizleri karşılayıp, kapıya kadar uğurlamasına ve sonuçların iyi geleceğine, bunu Tüm Bel-Sen Genel Merkezine de bildirmelerine rağmen İzmir Büyükşehir Belediyesindeki kamu emekçilerini iş bırakma eylemine taşımak sınıfsal değil siyasaldır!
Haftalardır üzerimize gelindi, “kamu emekçilerinin haklarını aramadığımızı söyleyerek” sadece süreci paraya indirgeyip üyelerimizi bizlere kışkırtmaya, istifa ettirmeye ve daha ötesi kamuoyuna sürekli gerçek dışı bilgi vermeye devam ettiler. Bu durumu, o gün toplantıda olan Tüm Bel-Sen heyeti ve Genel Başkanı da kabul edecektir. Bu yapılanlar oldukça tehlikeli ve eylemlilik zırhına bürünerek İzmir Büyükşehir Belediyesinde kamuya ve halkımıza olan hizmet sorumluluklarını da engellemektir. Siyasi öznesi oldukları yapının talimatıyla; sırf çalışma hayatını engellemek ve İzmir Büyükşehir Belediyesini toplumda çalışmıyor, “CHP Belediyelerinin durumuna bakın çöpleri toplayamıyor” dönemlerine döndürülmeye çalışılmasını da vicdani olarak kabul etmemiz mümkün değildir.
Tüm Yerel-Sen, CHP’nin güdümünde değildir fakat toplumsal muhalefetin lokomotifini ve yerel seçimlerin birinci partisini yok sayacak da değildir. Bizler; toplumsal emek rejimi bilincimizi, günün ihtiyaçları ve gerçekleri üzerinden yeniden yorumlayan , Cumhuriyet ve kurumlarını kollayan, Atatürk ve devrimlerini özümseyen ve sürekli büyüyen bir sendikayız. Bu yüzden de bağlı olduğumuz konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş, Türkiye’de üçüncü büyük konfederasyon olmuş, yine konfederasyonumuza bağlı Eğitim-İş oldukça büyümüş ve biz de sayımızı artırmaya ve büyüme her geçen gün devam etmekteyiz.
Çünkü sendikacılık yapıyor, siyasetten talimat almıyor, Sosyal Demokratlık oynama sevdası ile kamu emekçilerinin haklarını, kendi siyasal ideolojilerimizle karıştırmıyoruz. Biz, toplumsal ve sınıfsal olarak durduğu yer, her emek rejiminden tüm emekçilerin yanı ve tüm toplumsal muhalefetin doğal yoldaşıdır. Kimse ve hiçbir siyasi güç bizleri emekçilerin haklarını aramaktan alı koyduramayacak ve sendikal mücadele dışı işlere alet edemeyecektir!
Bizleri sosyal faşist, emek düşmanı, bu onurlu ülkenin kurucu liderine ve miras bıraktığı Cumhuriyetimize sahip çıktığımız için; İzmir gibi sosyal demokrat, çağdaş, modern, Atatürk ilke ve inkılaplarından rahatsız olmayan eşsiz bir Cumhuriyet kentinde eleştirenler; sendikacılığı siyasallaştırıp siyasi bir kurumun arka bahçesine çevirenler, kamu emekçilerimizi parasal konulara sıkıştırıp, halkımızın geçinememe gerçekliğini suistimal edenler, Modern Cumhuriyetimize ve Cumhuriyetimizin sosyal demokrat kazanımlarına ve mirasına sahip çıkmayı “sosyal faşistlik” ilan edenler, hadlerini bilecek ve kendilerine dönüp bir bakacak!
Olmayan toplantı tutanaklarını olmuş gibi ilan edenler, msj’lar yayımlayarak memurları yanlış yönlendirenler, CHP’nin önerisinin 05.07.2024 tarihinde yani toplantının bir gün sonrası sabahı geleceğini bildikleri halde kamu emekçilerini ne için eylem yaptıklarını tam olarak açıklamadan kasıtlı bir şekilde iş bıraktırmaları sendikal etiğe ve toplumsal mücadeleye bağdaşmaz bir durumdur. Bu sürecin sonunda olası bir olumsuzluk yaşanırsa İzmir Büyükşehir ve İlçe Belediyelerinde olan tüm konfederasyonlara bağlı sendikaların kamu emekçileri; Toplu Sözleşmeden kaynaklı bir hak kaybına uğrarsa doğacak zararı Tüm Bel-Sen ve Tüm Bel-Sen İzmir 1 Nolu Şubeden tanzim etmeleri gerekecektir.
İlmek ilmek örülen bir süreçi, başta tüm sendikaların desteğiyle başlayıp sonrasında siyasi bir kurumun bir sendika şubesi aracılığıyla CHP karşıtlığına dönüşmesiyle yalnızlaşan ve bunu da tıkanan Toplu İş Sözleşmelerine ve kamu emekçilerinin haklarının ardına sığınarak çirkin bir biçimde yapmaları kabul edilemezdir!
Fakat biz Tüm Yerel-Sen olarak tüm kamu emekçilerimizin haklarını aramaya, korumaya ve Toplu Sözleşme ile garanti altına alma mücadelemize; bu sürecin öznesi, takipçisi ve kararlılıkla mücadelecisi olmaya devam edeceğiz. Çözüm masasında bizler sadece İzmir Büyükşehir Belediyesi değil tıkanan ilçe belediyelerinin toplu sözleşmelerini de görüştük
Ayrıca güzel bir haberi de üyelerimiz, kamu emekçileri ve kamuoyu ile de paylaşalım. Tüm bu yaşanılan sorunların yanında Tüm Yerel-Sen olarak yetkili olduğumuz İlçe Belediyelerinde, Toplu İş Sözleşmelerini imzalamaya, kamu emekçilerimize haklarını kısa bir sürede kazandırmaya ve bunu da açıklamaya çok yakın olduğumuzu belirtmek isteriz.
Yaşanılanları eksiksiz bir biçimde, tüm şeffaflığıyla; halkımıza, kamu emekçilerimize ve Türkiye Kamuoyuna aktarmanın vermiş olduğu vicdani, ahlaki, toplumsal ve kamusal halkçı hizmetin bilinciyle yerine getirmenin duyarlılığını yaşıyor, sendikal mücadele ile başka hesapların birbirine karıştırılmamasını ülkemizin ve İzmir’deki tüm kamu emekçilerimizin takdirine sunuyor ve CHP’ni de bu süreçte yaşanılanları açıklamaya ve onların da kendilerine atılan iftiralara bir cevap vermesi gerektiğinin önemine dikkat çekiyoruz... Saygılarımızla,
MERKEZ YÖNETİM KURULU