KREŞLERİN KAPISINA KİLİT VURULAMAZ!
27 Kasım 2024
Okunma sayısı : 92
KREŞLERİN KAPISINA KİLİT VURULAMAZ!
Son günlerde artan belediyelere bağlı olarak faaliyet gösteren kreşlerin kapatılmasına ilişkin söylemler, siyasi iktidarın yoğun kamuoyu tepkisi altında kreşlerin değil anaokullarının kapatılacağı yönündeki geri adımlarına rağmen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının yazısı ile gerçeğe dönmüş durumdadır.
Bakanlığın yazısı ile Anayasa Mahkemesinin 2007 tarihli bir kararına atıfla “okul öncesi eğitim kurumlarının açılmasına” dair Belediye Kanununun iptal edildiği belirtilerek, bu gibi yerlerin faaliyetlerini halen sürdürdüğü ve yeni yerlerin açıldığı, belediyelerin izinsiz eğitim öğretim faaliyetleri konusunda uyarılması ve yeni yerlerin açılmasının önüne geçilmesi istenmiştir.
Siyasi iktidarın sonu gelmeyen yalanlarına, kanun tanımazlığına, hukuku kendi güdük, kısır siyasi ihtiraslarına bir yenisinin eklendiğini görmek şaşırtıcı olmamıştır.
Siyasi iktidar elinde milli eğitim sistemi her yeni atanan bakanla yeniden ve yeniden paramparça edilmektedir.
Rant odaklı bakış açısı ile özel okul sahibini milli eğitim bakanı, turistik otel sahibini kültür ve turizm bakanı, özel hastane sahibini sağlık bakanı atayan siyasi iktidar; bu ülkenin, bu milletin hizmetinde olmadığını 22 senedir olduğu gibi bir kez daha gözler önüne sermiştir.
Okulların temizliğini dahi velilere yaptırmaya kalkan acz içindeki bir anlayışla bu ülkenin varacağı nokta bellidir.
Devlet; devlet olmanın gereği olarak asgari düzeyde eğitim, sağlık, güvenlik sağlamak zorundadır. Vatandaşının güvenliğini sağlayamayan, eğitim imkânı veremeyen, sağlık hizmeti sunamayan bir devlet tasavvur dahi edilemez.
Bir ülke yalanlarla idare edilemez. Edilemediği içindir ki bugün bu güzel ülke açlık, sefalet, kural tanımazlık, hukuksuzluk, bozuk ekonomi, yozlaşmışlık, yolsuzluk içinde çırpınmaktadır.
Kendi halkına yalan söyleyen bir siyasi iktidar düşünülebilir mi?
Kendi halkına yalan söyleyen bir siyasi iktidarı bu halkın daha fazla sırtında taşıması, bütün bu yalanlara rağmen onlara saygı duyması beklenemez.
Anayasayı ve kanunları hiçe sayan bir anlayışın, demokratik, sosyal bir hukuk devleti iddiasında bulunması sadece bir garabettir.
Tek adamın sabah uyandığında “bugün de bunu yapalım” dediği bir ülkede tüm bakanlıkların, tüm kamu kurumlarının hukukla zerre kadar bağdaşmayan bu yaklaşımı benimseyerek derhal yerine getirmek için Anayasayı ve kanunları hiçe sayarak hareket etmesi bir hukuk devletinde olamaz.
Bakanlığın halkın gözlerinin içine baka baka yalan söyleyerek belediyelerin kreş açma yetkisinin olmadığını ileri sürmesi bu bakımdan son derece acı, son derece vahim bir durumdur.
1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanununa göre 0-72 ay arasındaki çocukların bakım ve eğitimlerinin yapıldığı yerler "çocuk bakım yurdu-kreş", 36-72 ay arasındaki çocukların bakım ve eğitimlerinin yapıldığı yerler ise "anaokulu" olarak tanımlanmıştır.
Anayasa Mahkemesinin 2007 tarihli kararı sadece belediyelerin anaokulu ve anasınıfı açamayacağına ilişkin olup, belediyelerin kreş açma ve faaliyette bulunması önünde herhangi bir yasal engel bulunmamaktadır. Yasal engel bir yana, Büyükşehir belediyeleri ile nüfusu 100.000’in üzerindeki belediyeler için bu kreşlerin açılması yasal zorunluluktur!
Kaldı ki 657 sayılı Kanunun 191. Maddesinde Devlet Memurları için lüzum ve ihtiyaç görülen yerlerde çocuk bakımevi ve sosyal tesisler kurulabileceği, bunların kuruluş ve işletme esas ve usulleri Devlet Personel Başkanlığı ile Maliye ve Gümrük Bakanlığınca birlikte hazırlanacak genel yönetmelikle belirleneceği de açıkça düzenlenmiştir.
Yine 08.12.1987 tarih ve 19658 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Kamu Kurum Ve Kuruluşlarınca Açılacak Çocuk Bakımevleri Hakkında Yönetmelikte söz konusu hususların usul ve esasları düzenlenmiş; Kamu Görevlilerinin Geneline Ve Hizmet Kollarına Yönelik Mali Ve Sosyal Haklara İlişkin 2022 Ve 2023 Yıllarını Kapsayan 6. Dönem Toplu Sözleşmenin Genel Hükümler Başlıklı Birinci Kısmının 38. Maddesinde “Kamu kurum ve kuruluşları, imkânları çerçevesinde personeline kreş hizmeti sunma, kalitesini ve kapasitesini artırma konusunda ihtimam gösterir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
5393 sayılı Belediye Kanununun 14. Maddesinde de “Büyükşehir belediyeleri ile nüfusu 100.000’in üzerindeki belediyeler, kadınlar ve çocuklar için konukevleri açmak zorundadır. Diğer belediyeler de mali durumları ve hizmet önceliklerini değerlendirerek kadınlar ve çocuklar için konukevleri açabilirler.” Düzenlemesine yer verilmiştir.
Anlaşılacağı üzere; Büyükşehir belediyeleri ile nüfusu 100.000’in üzerindeki belediyelerin kadınlar ve çocuklar için konukevleri açması yasal bir zorunluluktur.
Dolayısı ile siyasi iktidar ya Anayasadan ve kanunlardan bihaber durumda acz içindedir ya da Devleti temsil eden ne var ki kendilerini Devletin sahibi olarak gören bu güruh, yerine getirmekte acz içinde kaldıkları hizmeti Anayasal ve yasal bir zorunluluk ve sorumluluk olarak yerine getiren belediyelerin halka ulaşmalarını engellemek için yani kısır ve güdük siyasi anlayışları çerçevesinde hareket etmektedir.
TÜM YEREL-SEN; emekten ve alınterinden aldığı güçle, Anayasa ve kanunlarla güvence altına alınmış tüm hak ve özgürlüklerin korunması adına var gücüyle mücadele etmeye, her zaman ve her zeminde devam edecektir.
TÜM YEREL SEN MERKEZ YÖNETİM KURULU