YOKSULLUĞA MAHKUM EDİLEN EMEKÇİLER
06 Temmuz 2023
Okunma sayısı : 517
İKTİDAR KAMU EMEKÇİLERİNİN TEMSİLCİLERİNİ YOK SAYARAK ZAM ORANLARINI BELİRLEYEMEZ
İktidar bir kez daha kamu emekçilerinin sendikal örgütlenmesini yok saydı ve 3 milyon 700 binden fazla kamu emekçisinin özlük hakkını ilgilendiren bir konuda tek başına karar verdi. Oysa temel hak ve hürriyetlere saygılı, demokratik bir ülkede bu tür düzenlemelerin emekçilerin örgütleriyle tartışılıp onların da görüşlerinin alınarak gerçekleştirilmesi gerekirdi.
İktidar partisinin TBMM’ye dün sunduğu; Cumhurbaşkanının seçim öncesinde kamu çalışanlarının en düşük maaşının 22 bin liraya çıkarılması vaadini gerçekleştirmeye yönelik teklif, kamu emekçilerinin beklenti ve ihtiyaçlarını karşılamaktan, kamudaki ücret adaletsizliğini gidermekten oldukça uzaktır.
22 bin liralık vaat dile getirilirken kamudaki en düşük işçi ücreti baz alınmıştı. Yılın ilk yarısı için yüzde 45 zam yapılarak 22 bin liraya yükseltilen en düşük kamu işçisi maaşına temmuz ayanda da ayrıca yüzde 15 oranında zam yapıldı. Dolayısıyla şu anda en düşük işçi ücreti 25 bin liraya çıktı. Ayrıca bu tutarın çıplak ücret olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu ücretin memurlara hiçbir zaman ödenmeyen, ikramiyeler, sosyal yardımlar ve diğer ödemelerin dâhil olmadığını da biliyoruz.
Bu nedenle en düşük memur maaşının 22 bin liraya çıkarılmasının kamudaki maaş-ücret adaletsizliğini çözeceğine inanmıyoruz. En düşük memur maaşının Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu ve işçi sendikaları tarafından hesaplanan yoksulluk sınırı rakamlarının esas alınarak belirlenmesi gerekiyor. Bu rakamlar da 31 bin lira ile 33 bin lira arasında bir noktada seyrediyor. İktidar partisinin teklifi hazırlarken görüşüne başvurmadığı kamu çalışanlarının sendikalarını ayrım yapmadan en azından teklifin TBMM’de yarın başlayacak görüşmelerine dâhil etmesini bekliyoruz.
Kamu çalışanlarına 2022-2023 Toplu Sözleşmesi hükümlerine göre de 15 Temmuz’dan geçerli olmak üzere yüzde 17,55 oranında zam yapılacak. Bu oranın 6 puanlık kısmı toplu sözleşmeyle belirlenen orandan geri kalanı da yılın ilk altı aylık dönemindeki enflasyon farkından kaynaklanmaktadır. TÜİK’in artık kimsenin inandırıcı bulmadığı, gerçek enflasyonun büyük bir kısmının gizleyerek küçük bir kısmını açıklandığı enflasyon hesaplamalarına toplumun diğer kesimleri gibi kamu emekçileri de inanmamaktadır. Hatta iktidar bile bu oranlara inanmadığı için 2022 ve 2023 yılı başında kamu çalışanlarına TÜİK’in enflasyondan daha yüksek oranda zam vermek zorunda kalmıştır. Ancak iktidarın tek yönlü olarak belirlediği bu zam oranları da TÜİK dışında enflasyon hesaplayan kuruluşların açıkladığı enflasyon oranlarının oldukça gerisinde kalmıştır.
İktidar, Türkiye’deki fiyatların bu yılın ilk altı ayında yüzde 19,77 oranında arttığına inanmamızı bekliyor. Türkiye’de hiç kimse Aralık 2022’de 100 liraya dolan bir sepetin Haziran’da 119,77 liraya dolduğunu kimse söyleyemez. Yaşayarak hissettiğimiz yüzde 100’ün üzerindeki yıllık enflasyonu yüzde 39-40 olarak açıklayan TÜİK’e ve rakamlarına güvenmiyoruz. Biz ekmeğin, etin, yağın, peynirin, sütün, benzinin, mazotun, ayakkabının, giyeceğin, elektriğin, suyun fiyatının ne kadar arttığını ve TÜİK’in enflasyonunun asla bunları yansıtmadığını biliyoruz.
Seçimlerden sonra döviz kurundaki artışa paralel olarak mal ve hizmet fiyatlarına gelen yüksek oranlı zamların, önümüzdeki aylarda da hızlanarak devam edeceğini, enflasyonun düşmek yerine yeniden yükseleceğini herkes biliyor. Dolayısıyla kamu emekçileri, enflasyon karşısında kar gibi eriyen ücret ve maaşlarındaki kayıpların gerçek bir enflasyon hesaplanmasıyla karşılanmasını istiyor. Bundan sonra da cebindeki parasının değerini koruyacak, yani enflasyonu tek hanelere indirecek politikalar uygulamasını bekliyor. Ancak iktidarın yerel seçimleri kazanmak için önümüzdeki 9 ay daha uygulayacağı seçim ekonomisinin enflasyonu patlatacağını ve yapılan bu düşük ücret ve maaş zamların da bir-iki ayda anlamsız kılacağını biliyoruz.
Tüm Yerel-Sen olarak; kamu emekçilerinin temsilcilerinin yok sayarak zamların belirlenmediğine, seyyanen zammın emekliliğe yansıtılmasına ve seyyanen zammın 14 günlük farkının düzenlenmediğine dikkat çekiyoruz.
Mücahit DEDE
Tüm Yerel-Sen Genel Başkanı