Türkiye Büyük Millet Meclisi, milletimizin ortak iradesinin ve Cumhuriyetimizin kurucu değerlerinin en yüksek ifadesidir. Bu çatı altında dile getirilen her söz, sadece bir grubun ya da partinin değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin bütün yurttaşlarının ortak geleceğini temsil eder. Ancak dün Meclis Genel Kurulu’nda DEM Parti sıralarından yükselen “Biji Serok Apo” sloganları, bu ortak geleceğe, ortak yurttaşlık fikrine ve toplumsal vicdana ağır bir darbe indirmiştir.
Bu sloganlar bir çözüm değil, çözümsüzlüğün ta kendisidir. Çünkü bu topraklarda barış, adalet ve eşit yurttaşlık; silahın, şiddetin ve terörün gölgesinde değil, demokrasinin, aklın ve vicdanın zemininde yeşerir. Türkiye’de binlerce insanın ölümüne sebep olmuş bir terör örgütü liderinin isminin Meclis’te alkışlarla, zılgıtlarla anılması; ne Kürt yurttaşlarımızın taleplerine saygıdır ne de Türkiye’nin demokratikleşmesine hizmettir.
Bizler biliyoruz ki bu ülkenin her ferdi —Kürt, Türk, Laz, Çerkes, Alevi, Sünni, Hristiyan, Galatasaraylı, Fenerbahçeli, Beşiktaşlı— aynı çatı altında, Türkiye Cumhuriyeti kimliği altında eşit yurttaşlardır. Bu üst kimlik, bir milleti bir arada tutan en güçlü harçtır. Hiç kimse bu kimlikten rahatsız olmamalı, bu ortak paydanın altını boşaltmamalıdır.
Kürt yurttaşlarımızın dili, dini, kültürü, gelenekleri elbette güvence altında olmalıdır; bu, demokrasiye ve insan haklarına inanan herkesin ortak ilkesidir. Ancak Kürtlerin iradesini bir terör örgütü liderinin iradesiyle özdeşleştirmek, Kürt kimliğini daraltmak ve suizan etmektir. Türkiye’nin çözüm adresi, Meclis’tir. Sorunların çözümü, silahın ve şiddetin diliyle değil, halkın iradesiyle şekillenen demokrasinin diliyle mümkündür.
Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Bu devlette kimsenin “sayın” diye anılacak bir suç geçmişi yoktur. Devlet, elbette görüşür, konuşur, diyalog kurar ama bu; suçu meşrulaştırmak, terörü kutsamak anlamına gelmez. Bugün Meclis’te yaşananlar, millî iradenin mekânında gayrimeşru bir anlayışın meşrulaştırılma çabasıdır.
Bu tablo, aynı zamanda AKP-MHP iktidarının yıllardır “milliyetçilik” söylemiyle beslense de, gerçekte bu ülkenin millî ve manevi duygularını törpüleyen, çözüm süreci benzeri senaryolarla toplumu manipüle eden ikiyüzlü siyasetinin de aynasıdır.
Biz diyoruz ki:
Bu ülkenin çözümü, Meclis’tedir; silahın değil, sözün gücündedir.
Tüm farklılıklarımız eşit, özgür ve onurlu bir yaşamı hak ediyor. Bu yaşam, terörle değil, dayanışmayla; bölünmeyle değil, ortak bir gelecekle mümkündür.
Saygılarımızla,
Tüm Yerel-Sen Genel Başkanı
Mücahit Dede