BİR YANDA SÖZLEŞME MADDELERİNİN HAYATA GEÇİRİLMESİNİ BEKLEYEN EMEKÇİLER..
BİR YANDA MEVKİ MAKAM İÇİN ATAMA BEKLEYEN SENDİKACILAR
İzmir Büyükşehir Belediyesi ile yetkili sendika arasında, bırakın 2020 yılındaki sözleşmenin akıbetini, 2019 yılında imzalanan toplu sözleşmenin maddeleri dahi henüz hayata geçmiş değil. Yetki sürecinde, yemekhanelerin yetersizliğinden dolayı kurumu değil de, o yemekhanelerin açılması adına 100 günlük onurlu çadır eylemi gerçekleştiren sendikamızı eleştiren Tüm Bel Sen, ne hikmetse yetkili olduktan sonra kurum yöneticilerinin verdiği teklifi kabul etmenin dışında bir arpa boyu yol ilerleyememiştir. Tüm bunların yanında 'yetkili' sendikanın yöneticilerinin, belediye yöneticisi olduklarını da üzülerek görmekteyiz. Düşünebiliyor musunuz? Sendikanın yöneticisi, çalışanların haklarını aramak adına karşısına dikilecekleri kurumun da yöneticisi. Şöyle bir ironi yapalım sevgili emekçiler. Çalıştığınız birimde yöneticinizle sorun yaşıyorsunuz, size haksızlık edildiğini, belki de 'mobbing' uygulandığını düşünüyorsunuz. Bu durumu çözmesi adına, doğal olarak üyesi olduğunuz 'yetkili' sendikanız ile görüşmek, haklı talebinizi onların sayesinde ve örgüt gücüyle göstermek istiyorsunuz. Sonra çıkıp sendikaya gidiyorsunuz ve o sendikanın yöneticisi geliyor yanınıza, o da ne? Size mobbing uygulayan yöneticinizin ta kendisi. Sizce de trajikomik değil mi? Yine tüm bunlar bir yana, dönüp bir arşive bakmaya ne dersiniz? Bakın; Tüm Bel Sen yöneticisi, pardon, İZSU Genel Müdürlüğü Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Şube Müdürü Birkan ACAR, 04.08.2018'de, İzgazete'ye yaptığı açıklamada ne demiş.. "Atamayla değil, sınavla görevlendirme bekliyoruz, Bizim istediğimiz liyakata uyulması".. Peki sonra şu sorular nasıl gelmesin aklımıza?
1- Yetkili sendika değilken yemekhanelerin yetersizliğinden dolayı gittiğiniz her birimde sendikamızı eleştirirken, şimdi 'yetkili' olmanıza rağmen neden hâlâ yemekhanelerin sayısı artmadı?
2- Liyakat diyerek gazetelere demeçler verip, yetkiyi aldıktan sonra nasıl olur da şube yöneticiniz, çalıştığı kuruma şube müdürü olabilir?
3- Yetki sürecinde kadrosu 3. dereceye düşürüldü diye elinizde sendika emekçilerinin bordrolarını dolaştırırken nasıl oldu da sınavsız, liyakatsız bir atamayı içinize sindirebildiniz?
4- Kurumun her çalışanı, ataması yapılacak kadroya haizse ve görevi 'hakediyorsa' elbette görev verilebilmeli ancak hem sendika yöneticisi olup hem şube müdürlüğü yapmanın tezatlığını nasıl kabullenebiliyorsunuz?
5- İmzaladığınız toplu iş sözleşmesinin maddelerini uygulatamamanızın, emekçileri yeterince bilgilendirmediğinizin, 2020 yılı için henüz masaya oturmamanızın altında bu atamalar ya da beklentiler mi var?
Değerli emekçiler, her defasında dile getirdik, yine söylüyoruz, her fırsatta ve her yerde söylemeye devam edeceğiz. Sendikacılık emek işçiliğidir, hep beraber, her yerde, her zaman aynı değerleri savunabilmektir. Şimdi olduğu gibi, yalan kısa vadede kâr getirecek, ancak doğru er ya da geç yerini bulacaktır. Tüm İzmir Büyükşehir Belediyesi emekçilerini Tüm Yerel Sen çatısı altında birleşmeye çağırıyoruz. Bizler Mustafa Kemal ATATÜRK'ün izinden, cumhuriyetin aydınlattığı yoldan asla geri dönmeyeceğiz. Bu yolda bize eşlik etmeniz, emekçinin gücüne güç katacaktır...
Yaşasın Emek Vatan Cumhuriyet
Yaşasın Tüm Yerel Sen