1 MAYIS ÖNCESİ HAKSIZLIĞA VE HUKUKSUZLUĞA KARŞI GÜR SESİMİZLE HAYKIRDIK!
BASIN AÇIKLAMASI
Değerli basın mensupları
Bugün, burada dört sendika (Bağımsız Yerel Hizmet Sen, Bel Bir Sen, Bem Bir Sen, ve Tüm Yerel Sen) olarak; İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde görev yapan binlerce çalışan adına, işçi sınıfının, birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs öncesinde anlamlı bir mesaj vermek ve tepkimizi dile getirmek için bir araya geldik. Ne yazık ki, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde yetkili konumda olan sendika Tüm Bel Sen, belediye ile 2020 yılı için imzalanan toplu iş sözleşmesine, Danıştay'ın ve idare mahkemelerinin defalarca hukuka aykırı bularak iptal ettiği dayanışma aidatını tekrar koymuştur. Bu duruma, İzmir Büyükşehir Belediyesi bürokratları da, hukuksuz olduğunu bile bile göz yummuşlardır. Tüm Yerel Sen sendikası olarak, 2014 yılında kazandığımız dava ile bu sömürü düzenine son vermiştik. Bu konuda, kamuda idari işlemler adına son sözü söyleyen ve en büyük mahkeme olan Danıştay da, dayanışma aidatının yasal olmadığına karar vermiştir. Tüm bunların bilinmesine rağmen, üzülerek görüyoruz ki, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde hala aynı bürokratlar görevde olmasına rağmen, bu konuda aynı hataları tekrarlamaktadırlar. Yine belirtiriz ki, bu aidatı koyan sendika, Gaziantep'te ve diğer belediyelerde, başka sendikaların koyduğu dayanışma aidatlarına feryat figan ederek dava açmışlar ve kazandıkları bu davaları göüslerini gere gere kamu ile paylaşmışlardır. Aynı bürokratlar görevde olduğuna göre, daha önce yaşanmış ve sonucu belli olan bu konuda, belediye başkanı sayın Tunç Soyer'i bilgilendirmediler mi yoksa sayın başkan bu konuya bile bile mi lades! dedi? Eğer öyleyse, sayın başkan 1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramı öncesinde, yasal olmayan bu sömürü aidatı düzenine son verildiğini açıklamalıdır. Tüm bu hukuksuzluğun yanı sıra bir diğer unsur da, tüm belediye emekçilerinin, çalışma şevkini ortadan kaldıran, aynı zamanda çalışanların iş barışını bozan, liyakatsiz ve yandaş sendikaya dair atamalardır. 2019 yerel seçimleri öncesi Tüm Bel Sen, 'Tunç Başkan bizim yanımızda' 'bizimle sözleşme yapmak istiyor' söylemleri ile güç değiştirme yoluna giderek, sarı sendikacılık örneği göstermiştir. Yetkiyi almadan önce, yemek hakkı, kreş hakkı diyerek çabalarımızı gölgede bırakmak isteyenler, yetkiyi aldıktan sonra başkanla 'çav bella' oynamışlar ve söz konusu hakların peşini de bırakmışlardır. Net bir şekilde anlaşılıyor ki, şeffaf olacağız diyerek yola çıkanlar, kimseye hissettirmeden sömürü aidatını sözleşmeye ekletmişlerdir. Emekçilerin öncelikli haklarını bir kenara bırakmanın temel sebebinin, kendi adamlarını bürokrat yapmak arzusundan kaynaklandığı da, sendika yöneticisiyken İZSU Genel Müdürlüğü'ne Basın, Yayın ve Halkla İlişkiler Şube Müdürü olarak atanan Birkan ACAR'ın ve bir önceki dönem şube başkanı olan Anıl KAÇAR'ın, Sosyal Projeler Daire Başkanı yapılmasından anlayabiliyoruz. Bu atamalar karşılığında emekçilerin taleplerine kulak tıkadıklarını görüyor ve bunun sarı sendikacılık olduğunun altını çiziyoruz.
Kıymetli basın emekçileri; buradan, sayın başkana tekrar sesleniyor ve 1 Mayıs öncesinde, memurun toplu sözleşmesindeki yasal olmayan sömürü aidatına ve yandaş sendikacı atamalarına son vermesini talep ediyoruz. Çünkü kendisi, çok renk, çok ses, çok nefes sözünü verekek göreve başlamıştı. Ancak bu yaklaşımlardan dönülmezse bu, tek renk, tek ses, tek nefes olarak belediyeyi yönetmek istediği anlamına gelecektir. Bu konuda sendikamız kararlılıkla hukuki mücadelesini de yürütecek olup, binlerce emekçi adına dava açılacaktır. Kaybedilen tüm davaların masrafı belediyenin, yani İzmir halkının cebinden çıkacaktır. Biz, kamucu ve halkçı anlayışla bu yanlıştan dönülmesini ve İzmirlinin parasının İzmirlide kalmasını istiyoruz.
Değerli basın emekçileri; eğer bu anlayıştan vazgeçilmez ve taleplerimiz çözüm bulmazsa, eylemlerimiz kararlılıkla devam edecektir.