İZSU SAYIŞTAY SORUŞTURMASINA İLİŞKİN AÇIKLAMA
13 Temmuz 2020
Okunma sayısı : 2993
Kamu çalışanları, sendikal haklarını yıllarca direnerek sürdürdükleri mücadele sonucu kazanmıştır. Ancak kamu çalışanlarına tanınan sendika, toplu sözleşme ve grev hakları, başta, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) sözleşmeleri olmak üzere, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Avrupa Sosyal Şartı ve benzeri birçok uluslararası sözleşmelerin oldukça gerisindedir. Oysa, Anayasa’nın 90’ıncı maddesinde, usulüne uygun olarak yürürlüğe konulan uluslararası anlaşmaların kanun hükmünde olduğu kabul edilmiş ve Anayasa’ya aykırılığı iddia edilemeyecek olan bu anlaşmaların, temel hak ve özgürlüklere ilişkin olarak yasalarla farklı hükümler içermesi halinde, uluslararası anlaşmaların hükümlerinin esas alınması gerektiği belirtilmektedir.
Yerel yönetim emekçileri, uzunca bir süre sürdürdüğü mücadelede sonucunda yerel yönetimlerde sözleşme imzalamışlar ve bu anlamda fiili ve meşru mücadele ile elde edilen zafer, bugün neredeyse tüm yerel yönetimlerde taçlanmıştır.
2012 yılına gelindiğinde iktidar, kazanılan bu hakkı sanki yeni bir hak sunuyormuş gibi tırpanlamış ve yerel yönetimlerde imzalanan toplu sözleşmelere tavan tutar getirmiştir. Bu durum; ülkemizin taraf olduğu, başta ILO (Uluslararası Çalışma Örgütü) sözleşmeleri olmak üzere, uluslararası anlaşmalara aykırıdır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin de kamu emekçilerinin sözleşme hakkını tanıyan kararı bulunmaktadır.
İşte bu doğrultuda Tüm Yerel Sen; kamu emekçilerinin özgürce toplu sözleşme yapma hakkını savunur. Grevli bir toplu sözleşme hakkı için mücadele eder. Fiili ve meşru mücadeleden ödün vermeksizin, tarafı olduğu tüm sözleşmeleri, bahsi geçen hukuksal dayanaklar çerçevesinde imzalar.
İZSU’DA SAYIŞTAY SORUŞTURMASI
Yerel yönetim seçimleri sonrasında yetkili olan sendikanın, İzmir Büyükşehir Belediyesi emekçilerini yeterince bilgilendirmeden sözleşme imzalaması, İZSU emekçilerini ilgilendiren ve dilden dile dolaşan “sözleşme zimmeti” konusunda çalışanlarda haklı bir tedirginliğe neden oldu.
Oysa sendikamız, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde Sayın Tunç SOYER’in seçilmesinin ardından yetki tespiti yapılmadan önce ve hâlihazırda yetkili sendika iken; tüm çalışanları bilgilendirmek adına Çetin Emeç Toplantı Salonu’nda sözleşmeyi bütünüyle ele alan bir toplantı yapmış ve katılamayacakların izlemesi için de sendikanın sosyal medya hesabından ilgili toplantıyı canlı yayınlamıştı.
İZSU YETKİLİLERİYLE YÜZ YÜZE GÖRÜŞTÜK
Bugün gelinen noktada ne yazık ki yetkili sendika, çalışanlara halen bir açıklama yapmış değil. Tüm Yerel Sen İzmir 1 Nolu Şube yönetimi olarak İZSU yöneticileriyle konu hakkında ‘yüz yüze’ görüşmeler gerçekleştirdik.
Görüşmelerimiz neticesinde, Sayıştay’ın, 2019 yılına ilişkin imzalanan toplu iş sözleşmesinde sosyal denge tazminatının ve ikramiyelerin, yasal sınır gerekçe gösterilerek tavan tutarı geçtiği, bu sebeple kamu zararı oluştuğu gerekçesiyle ilgililerden savunma istediğini öğrendik. İZSU İnsan Kaynakları Dairesi Başkanı ile yaptığımız görüşmede, çalışanlardan herhangi bir kesinti yapılmaması gerektiğini dile getirdik. Görüşmede daire başkanı tarafımıza, idarenin kesinti yapma iradesinde olmadığını iletmiştir.
Sayıştay sorgusuna konu olan durum şu anda savunma aşamasındadır. Kesinleşmiş bir zimmet söz konusu değildir. Savunmayı, sözleşmeden yararlanan emekçiler değil, idaredeki ilgililer yapacaktır. İzmir Büyükşehir Belediyesi ve ESHOT Genel Müdürlüğü’nde şu an için sözleşmeye ilişkin benzer bir durum söz konusu değildir.
BİZ DEMİŞTİK DEMEK İSTEMİYORUZ
Gelinen noktada, eleştirimiz yetkili sendikayadır. Emekçilere bu hususları anlatarak, yeterli bilgi paylaşımı yapılarak sözleşme imzalanmış olsaydı, çalışanlar bu kadar tedirgin olmayacaklardı. Bu anlamda sendika olarak “Biz demiştik demek istemiyoruz” Çünkü çalışanlara bu durum yeterince anlatılmadı. İç hukukta bir düzenleme olmadığı ve tavanın üstündeki sözleşmelerin Sayıştay’ın zimmetine konu olabileceği ve buna karşı birlikte mücadele edilmesi gerçeği gizlendi.
AKP İktidarının bize dayattığı, ülkemizin de tarafı olduğu tüm uluslararası normlara aykırı olan tavan tutarı kabul etmeyerek, fiili mücadele alanı yaratmak adına, emekçilerin yüzünü güldüren sözleşmeye imza atan İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Sayın Tunç SOYER’in, aynı yaklaşımla emekçilerin yanında duracağına inanıyoruz.
Sayıştay’ın, tavan tutarın üstündeki sözleşmelere dair sorgusu yeni bir durum değildir. Sendikamızın imzaladığı birçok sözleşmede de benzer durum yaşanmaktadır. Bu husus, sendikaların da, belediyelerin de bildikleri bir durumdur. Kazanılan haklardan geriye gidiş asla kabul edilemez. Bu anlamda sendikamız, Anayasa, uluslararası sözleşmeler, AİHM kararı, ve haklar yasalardan önce gelir anlayışıyla fiili, meşru mücadelesini sürdürmeye devam edecektir.
Sendikamız hukuk bürosu, savunma aşamasında Türkiye’de birçok belediyede olduğu gibi, İZSU’da da her türlü desteği vermeye hazırdır, verecektir.
Sürecin başladığı günden itibaren konunun takipçisi olan sendikamız, gelişmelerden tüm emekçileri bilgilendirmeye devam edecektir.
Tüm Yerel Sen olarak asıl mücadelemiz; sözde sendikalar ve toplu sözleşme yasasıyla emekçileri sefalete iten AKP iktidarına karşıdır. Anayasa’ya ve yargı kararlarına rağmen, kamu çalışanlarını, uluslararası anlaşmalara uygun toplu sözleşme, sendika ve grev hakkı tanınmasına ilişkin gerekli yasal ve Anayasal düzenlemeleri yapıncaya kadar, haklı mücadelemiz devam edecektir!
Gelin!
Sendikacılığın Yetkili Olmaktan Değil,
Etkili Olmaktan Geçtiğini Gösteren Tüm Yerel Sen’de Birleşelim.